Herkese iyi akşamlar, ben Asım HORASAN . İTÜ Denizcilik Fakültesi, Gemi Makineleri İşletme Mühendisliği 1985 mezunuyum. 1996-1997 yıllarına kadar birçok gemi tipinde çalıştım. Daha sonra İstanbul’da yaşamaya karar verdim ve karada çalışma, evlilik sürecine girdim. Karada çalışma dönemimde birçok farklı sektöre geçtim. Her bir geçiş sürecim tatbikîde zor, emek isteyen ve meşakkatli oldu.

‘‘Tabi ki, ben mezun olduktan sonra şu anda sektörde bulunmayan Deniz Nakliyat’ta işe başladım, sonrasında askerlik yaptım. Güzel ve zevk aldığım bir askerlik dönemim oldu. Çayırbaşında askeri gemide çarkçıbaşı olarak askerlik yapmıştım. Daha sonra STFA, Ulusoy ve ER Denizcilik de çalıştım. 1997 senesinde deniz hayatım maceralı 12 yılın ardından sona erdi. Benim çalıştığım zamanlar denizde haberleşme neredeyse sıfır noktasındaydı. Cep telefonu bile ilk defa 1986 yılında Japonya’da ilk defa görülmüştü. O tarihten itibaren haberleşmeye olan ilgim arttı. Deniz hayatımda unutamadığım olaylardan biri de 1986 yılında Singapur çıkışında ilk korsan saldırısına uğrayan Türk gemisinde yer almamdı. Baş mühendisimizin vefat ettiği saldırı beni oldukça etkilemişti ve yıpratmıştı. O günden beri her bir korsan saldırısından çok etkilenirim gözlerim dolar. Bende büyük bir travma bırakmıştır bu olay.’’

Çok geçmiş olsun Asım abi, umarız korsan saldırılarının bir an önce sonu gelir. Dilerseniz sıradaki sorumuza geçelim, TEKNOGEM’i kurduğunuzda şirketin ilk hedefi neydi?

‘‘İlk hedefim tatbikîde haberleşmeydi. Benim mesleğe başladığım zamanlarda telefon yoktu daha öncede bahsetmiştim. Daha sonra mobil haberleşmenin mümkün olmasıyla beraber haberleşme bende bir tutku haline geldi. İlk olarak uydu haberleşmesi üstüne ConSat’ın Türkiye’de firmasını açtım. Ama firmalar hep satılır ve dağılırlar bu firmaya da aynı şey oldu. 1997 – 1998 yılında şirketi kurmamızla haberleşme sektörüne adım atmış oldum. Double hat sistemi kısaca çift cihazı birbiriyle iletişim haline getirmektir. Biz Türkiye’de ilk, Avrupa’da ise ikinci double hat sistemini kurduk. Uydu haberleşmesinde Türk, yabancı birçok müşteriyle çalıştık.’’

Başlangıçta kariyer hedefiniz neydi?

‘‘Ben mesleğini çok seven bir insanım. Gemi bence bir laboratuvardır. İlk hedefim ise tabi ki de bu laboratuvarda kendimi eğitmekti. Gemi hayatını eğitim üstüne edinilmiş doktora gibi düşünebiliriz. Benim hedefimse baş mühendis olmak, zor gemilerde çalışmak, fırtınaları atlatmak ve mesleğimin doktorasını almaktı. Bunu da çok şükür başardım ve mesleğimin nirvanasına ulaştığımı düşünüyorum. Benim denizi bırakma sebebimi kamçılayan bir olay da eğitim seviyesinin alt kadrolarda oldukça düşmesidir. Unutmamak lazım ki kendi canını önemsemeyen kimsenin canını önemsemez. Ama denizi bıraktıktan sonra kendimi geliştirmeyi asla bırakmadım. Hep yenilik peşinde oldum ve kendimi geliştirdim.’’

TEKNOGEM’in kuruluş hikayesini biraz daha ayrıntılı dinleyebilir miyiz?

‘‘Ben uydu haberleşmesine CON – SAT’la başladım. 1998 yılında kodlamayı öğrenerek kendi web sitemi kurdum. O zamanlar insanlar e-mailin anlamını bile bilmemekteydiler. Bu arada web sitesi demişken kulübünüz için kurduğunuz siteyi de inceledim gayet güzel ve başarılı bir girişim olmuş ellerinize sağlık. Kısacası TEKNOGEM hep emekle, okumakla, öğrenmekle ve yenilikleri kovalayarak kuruldu.’’

Şirketinizin ürünleri hangi sektörlerde kullanılıyor?

‘‘Teknogem’de birçok sektörde kullanılan ürünler mevcut. Uydu haberleşmesi (V-SAT, ka-bantları ve farklı bant çeşitleri), Radyoloji (nanoteknoloji, mikroteknoloji, kemik çalışmaları, savunma sanayi) alanlarında birçok sektöre hizmet vermekteyiz. Ayrıca kan ışınlama ve tomografiyle ilgili sistemlerimiz de mevcut. Bizim mobil haberleşme rekorumuz dediğimiz nokta, gemide aynı anda 6 kişi gayet rahat bir şekilde Youtube’dan video izleyebilmişti ve bağlantıyla ilgili hiç sorun yaşamamışlardı.’’

Başka bir sektöre yönelme ihtimaliniz var mı peki?

‘‘Şu anlık yok, olmama sebebi ise ülkemiz ve dünya şartları. Benim sonraki hedefim dediğim nokta bilgi sahibi mühendislerin desteğiyle deney hayvanlarına yönelik çalışmalar. Çünkü zamanla bizler devre dışı kalacağız. Artık uydu haberleşmesine yepyeni çok iyi sistemler geliyor.’’ Asım Horasan daha sonra hazırladığı slayt üzerinden geçmişten günümüze haberleşme ile ilgili bilgiler verdi. Compass Sarsat, GSM, Orbcom, İridium, Globalstar, İnmarsat, Thuraya, V-SAT, Starlink ve Oneweb sistemlerini anlattı ve güncel sistemler olan Starlink ve Oneweb sisteminin üzerinde durdu.

Starlink Projesinin denizcilikte haberleşmeyi nasıl etkileyeceği sorumuz üzerine ise;

‘‘Starlink sisteminde düşük orta ve üst seviye uydular bulunmakta ve bu uydular birbirleriyle haberleşmekte. Geçtiğimiz günlerde 60 tane daha uydu uzaya gönderildi ve gönderilmeye devam da edilecek. Oneweb de buna buna benzer bir sistem ve bu sistemler sayesinde tahmini olarak 2020-2030 yıllarında gökyüzünde 100 bin tane uydu olacak, 5G sistemine de erişim sağlamış olacağız. Tabi bu sistemler gemilerde ne kadar kullanılabilir bilemiyoruz. Çünkü uydular bataryası çok değerli olan araçlar ve iletişim trafiğinin az olduğu okyanuslarda kapatılacaktır. Gemilere özel sistemlerde geliştirilmekte tatbikîde sonuçta kazanan tüketici olacak diyebiliriz. Böyle bir gelişmenin önünde durulamaz. Teknolojinin gelişmesiyle çok büyük bir bilgi akışı gerçekleşecek. Lazerle iletişim sistemi de devrim niteliğinde bir sistem ve bence gemilerde de bu sistem kullanılacak. 10 yıl sonrasında radyo dalgaları kirliliğini değil de lazer kirliliğini tartışıyor olabiliriz anlayacağınız. Bu sistemler gerçekleşirse siz meslektaşlarıma düşen görev kendini bu yeniliklere hazırlamak, kolayca adapte olmaktır. Yenilikleri okuyun takip edin bu sizi bir adım öne çıkaracaktır.’’

Geriye dönüp baktığınızda kariyerinizde değiştirmek istediğiniz seçimleriniz var mı?

‘‘Açıkçası bir nokta var. Ben hiç kimyasal gemide çalışmadım, çalışmak isterdim. Onun dışında tanker, dökme birçok gemide çalıştım. Ama kimyasal içimde ukde kalmıştır.’’

Asım HORASAN daha sonra Chat’ten gelen soruları yanıtladı. Yüz yüze de etkinlik gerçekleştirmek dileklerimizi ilettikten sonra oturumu sonlandırdık.