Araştırmanın tamamına ulaşmak için tıklayın.

Doğu Akdeniz bölgesinin, özellikle 2000’li yılların başından buyana enerji rezervlerinin keşfedilmesi ile jeopolitiğindeki değeri artmış ve başta Türkiye olmak üzere bölge ülkeleri adına güvenliği tehdit eden kırılgan bir zemin oluşturmuştur. Doğu Akdeniz’deki hidrokarbon rezervinin Türkiye’nin yaklaşık 572 yıllık, Avrupa’nın ise 30 yıllık doğalgaz ihtiyacını karşılayabilecek düzeyde olması bu bölgenin öneminde büyük rol oynamıştır. Türkiye, Kıbrıs’ın kıta sahanlığındaki ve Akdeniz’deki doğal kaynaklar konusunda sadece Rum kesiminin hak iddia edemeyeceği görüşünü korurken, Yunan Devleti adaların istisnasız ve koşulsuz kıta sahanlığı ve münhasır ekonomik bölge hakkı olduğunu kıta sahanlığı ve münhasır ekonomik bölge sınırlandırması “eşit uzaklık ilkesine” göre yapılması gerektiği görüşünü savunmaktadır. Türkiye ise kıta sahanlığı ve münhasır ekonomik bölge sınırlandırması eşit uzaklık ilkesine göre değil, hakçalık ilkesine göre yapılması gerektiği tezini savunur.